Derbend ne demek Osmanlıca?
Derbend ismi Osmanlı belgelerinde 15. yüzyıldan itibaren geçmektedir. 19. yüzyıldan beri kullanıldığı anlaşılmaktadır. Farsça “der” (geçit) ve “bend” (tutmak) kelimelerinden oluşmuş olup, engeller, geçitler, boğazlar, setler, sınır bölgeleri, dağlar ve tahkimatlar arasındaki geçilmesi zor yerler için kullanılmıştır.
Ber dar ne demek Osmanlıca?
Askıya alınmış, yükseltilmiş. Muhafazakar. İtaatkar ve izin verici.
Dehen Osmanlıca ne demek?
dehen – İngilizce sözlük. Farsça ve Orta Farsçadaki dahan دهان ordahan دهن “ağız” kelimesinden türetilmiş bir kelimedir.
Osmanlıca’da dem ne demek?
(ﺩﻣﺎﺩﻡ) sıfat. (Farsça dem “zaman” ve elif -ā’nin dem-ā-dem ile güçlendirilmesi) Her zaman, her zaman, her an: Demâdem tab’-ı sâf’in mazhar-ı şevk-i cedîd (Fıtnat Hanım).
Osmanlıda derbentçi nedir?
Derbent, Farsça kökenli bir kelime olup iki kısımdan oluşmaktadır: Der: geçit ve Bent: tutunma. Osmanlı döneminde dağlarda, geçit noktalarında ve boğazlarda karakol olarak kurulan yerlere Derbent, bu karakollarda görev yapan askerlere ise Derbentçi denirdi.
Büryân ne demek Osmanlıca?
Arapçada, Kuku Kebabı’nın bir türevi olan Perive olarak da adlandırılır. Yemeğin adı, “pişirmeden önce kızartılmış” anlamına gelen Farsça “biryani” kelimesinden türemiştir.
Osmanlıca damat ne demek?
Osmanlı İmparatorluğu’nda damat kavramı, padişahların kızları, kız kardeşleri veya kızlarıyla evlenerek Osmanlı hanedanına yakınlaşan erkeklere damat paşa denirdi. Damat paşalar başlangıçta damat, 16. yüzyılda damat ve daha sonra damat (damad-ı hazreti) olarak adlandırıldı.
Birr ne demek Osmanlıca?
Bu durumda, “birr”, türetildiği kelimenin anlamlarını da kapsayarak iyilik, iyilikseverlik ve iyilik yapmada genişlik anlamına gelir. Bu anlamda kelime Allah için de kullanılır.
Gebr ne demek Osmanlıca?
“Kâfir”, Türkçe’de gayrimüslimler için kullanılan aşağılayıcı bir sıfattır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Farsça gebr kelimesinden Türkçe’ye geçmiş ve gayrimüslimleri, özellikle Yunanlıları tanımlamak için kullanılmıştır.
Dizar ne demek Osmanlıca?
Dizdarlar (“kale muhafızları” Farsçada) Osmanlı İmparatorluğu’nda kalelerin idaresinden sorumlu komutanlardı. Kalenin dış tehlikelerden korunması ve kalenin iç düzeni müdürün sorumluluğundaydı. Beylerbeyi, Sancakbeyi ve Kadılar, Dizdarları görevden alma yetkisine sahipti.
Hû ne demek Osmanlıca?
Hu (Arapça هو), “O” anlamına gelen bir Arapça terimdir. Tasavvuf edebiyatında, genellikle Allah’a atıfta bulunmak için kullanılır.
Deycur ne demek Osmanlıca?
(ﺩﻳﺠﻮﺭ) i. (Farsça – Ar. deycûr) Karanlık: Zulüm ve kınama yine bu ülkeden kovulmalıdır / Çünkü Hurşîd doğdu, o kalmayacak, deycûr (Messîhî).
Umde ne demek Osmanlıca?
Osmanlı Türkçesi [1] (‘) Prensip, ilke, temel fikir. [2] Dostluk. Güvenilebilecek yer veya kişi. [3] Aşiret veya kabile tarafından saygı duyulan ve hürmet edilen kişi.
Hemdem ne demek Osmanlıca?
Hemdem Meyhanesi | Ne demek zaten? Osmanlı Türkçesi ile yazılmış: hem-dem. Birlikte yaşayan, arkadaş.
An-ı demadem ne demek?
“An’da ne hareket vardır, ne de sükûn.” (Yavuz 1988:101) Ebedî zaman ile hâlihazır zamanın birleştiği bu ana el-anü’d-daim denir; bu, ezelî ve ebedî olanı içine alan Allah’ın zamansız kimliği demektir.
Derbend-i hakikat ne demek?
DERBENT-İ HAKİKAT: ANLAMI VE KÖKLERİ Derbent-i Hakikat aslında mecazi bir ifadedir. Bireyin hayatın, gerçeğin ve kendi varlığının anlamını ararken geçirdiği manevi, fikri ve ruhsal denemeleri sembolize eder.
Derbend vergisi nedir?
Derbend halkı, önemli ticaret yolları üzerinde tehlikeli yerlerden geçen kervanlardan “transit para” adı verilen bir vergi de toplardı.
Derbent muhafızı ne demek?
Derbent; Anadolu ve Rumeli’nin dağlık kesimlerindeki geçit ve yolları korumak ve bu yollarda seyahat eden yolcuların güvenliğini sağlamakla görevli kuruluştur. Bu kuruluşta çalışanlara Derbendci denirdi.
Tutkavul ne demek?
Derben’deki benzer bir örgütlenme eski Türk devletlerinde de mevcuttur. “ribat”, Selçuklular tarafından derbend’in eşdeğeri olarak ve İlhanlılar tarafından “tutkavul” olarak kullanılmıştır. Osmanlılar tarafından “derbend” olarak adlandırılan güvenlik örgütü 15. yüzyıla dayanmaktadır. İlk olarak 11. yüzyıla ait belgelerde adı geçtiği bilinmektedir.