İlkbaharın yumuşak rüzgârı pencereden içeri süzüldüğünde, annem bir gün daha mutfakta en sevdiğimiz yemeği pişiriyordu: Keşkek. Mutfaktan gelen o tanıdık kokular, kalbimi sımsıkı sarar, bana evimi hatırlatırdı. Keşkek, sadece bir yemek değil, ailemizin birbirine bağlayan, geçmişi geleceğe taşıyan bir gelenekti. Ama o gün bir şey daha vardı; annem, “Keşkek tencerede kaç saatte pişer?” diye düşündü ve ben bu basit soruda büyük bir hayat dersini buldum. İşte o an, hayatın hızla akıp gittiğini ve her şeyin zamanında, doğru şekilde pişmesi gerektiğini fark ettim.
Keşkek ve Zamanın Büyüsü
Keşkek, malzemelerin ve zamanın mükemmel uyumunu gerektiren bir yemektir. Bu yemek, sadece tencerede pişmekle kalmaz; içinde bir hikâye, bir geçmiş, bir bağlılık vardır. Keşkek tencerede pişerken zaman, adeta yavaşlar. Her bir tanesi, kendi içinde sabırla olgunlaşır. Annem her zaman bir tencere keşkek pişirirken, bana bir soru sorar: “Kaç saat sürecek?” Bu soru aslında sadece bir yemekle ilgili değil; hayatta beklememiz gereken, olgunlaşması gereken tüm şeylerle ilgilidir.
Erkekler ve Çözüm Odaklı Yaklaşım
Bir gün annemle birlikte mutfakta keşkeği pişirirken, babam da gelip bu soruya cevap verdi: “Bence 2 saatte pişer, hemen başlatalım.” Babamın çözüm odaklı yaklaşımı, onun her zaman hızlıca sonuç almak istediğini gösterirdi. Erkekler genellikle sorunları hızlıca çözmeyi, her şeyin kısa sürede tamamlanmasını isterler. Babam da zamanın daraldığına, her şeyin hızla halledilmesi gerektiğine inanırdı. Fakat keşkek, bir yemek değil, zamanla olgunlaşan bir dersti. Tıpkı hayatta olduğumuz gibi, bazı şeylerin zaman alması gerekir.
Babamın yaklaşımına karşın annem, keşkek tenceresinin başına geçip, sıcaklığı ayarlarken bir yandan da zamanı sorgulamayı sürdürdü. O, zamanın sadece bir ölçü değil, yaşamın ta kendisi olduğunu biliyordu. Onun için bir yemek, baştan sona duygusal bir yolculuktu. Keşkek, zamanla daha da derinleşen bir hikâye gibiydi; ne kadar erken pişerse, o kadar yüzeysel kalırdı. Zamanla, her şeyin en güzel haline bürünmesini sağlar, işte o an, yavaşça pişen keşkek gibi hayat da olgunlaşır.
Keşkek Tencerede Kaç Saatte Pişer?
Keşkek, tencerede ortalama 2-3 saat arasında pişer. Ama bu sadece bir ölçüdür. Gerçekten önemli olan, kullanılan malzemelerin kalitesi ve pişirme sürecinin doğru bir şekilde takip edilmesidir. Annem tencereye ilk malzemeleri eklerken her zaman olduğu gibi sabırla işini yapar, tencerenin başında beklerdi. Hızlıca pişirilen yemekler genellikle yüzeysel olurdu. Oysa keşkek gibi yemekler, zamanla bir araya gelir, birbirini tamamlar ve sonunda gerçek lezzetiyle ortaya çıkar.
Bir yandan keşkek pişerken, annemle babam arasında geçen bu tartışma bana çok şey öğrettir. Zamanın ne kadar önemli olduğu, bazen hızlıca çözülmesi gereken durumların olduğu ama bazen de bir şeylerin olgunlaşması için beklemek gerektiği. Keşkek, bana sabrın ve zamanın gücünü hatırlattı. Sadece bir yemek değil, hayatın ta kendisi. Her şeyin zamanında ve doğru şekilde pişmesi gerektiğini, acele etmeden doğru zamanı beklemenin değerini anlamama yardımcı oldu.
Ve sonunda, o akşam keşkek hazır olduğunda, annemin gözlerinde minik bir gülümseme vardı. Zamanın getirdiği o eşsiz tat, sabrın ödülüydü. Babamın hızlı çözüm yaklaşımına rağmen, annem zamanın gücüne güvenerek sonunda mükemmel bir yemek ortaya çıkarmıştı. Keşkek, sadece bir yemek değil, doğru zamanda pişirilmiş bir hayat dersi gibiydi.
Birlikte pişen bu yemekle, hayatın sabırlı, yavaş ama derin yolculuğunu bir kez daha keşfettim. Belki de keşkek, sadece tencerede pişen bir yemek değil, her anın, her düşüncenin olgunlaşmasının simgesidir. Siz de bazen hayatta hızlıca bir şeyler çözmeye çalışsanız da, zamanın değerini unutmamalısınız. Her şeyin kendi zamanı vardır, tıpkı keşkek gibi.
Siz hiç böyle bir deneyim yaşadınız mı? Keşkek tencerede kaç saatte pişer diye düşünürken, hayatın ne kadar sabır gerektiren bir süreç olduğunu fark ettiniz mi? Yorumlarda paylaşmanızı çok isterim. Belki de kendi hayatınızdaki keşkeği pişirirken, bu duyguyu siz de keşfetmişsinizdir…